mektup aynen şöyle: ``Değerli kardeşim Aykut Bey, Köşenizde benim için onore edici yazı yazdığınızdan dolayı teşekkür ederim. Biz seninle eski dostuz. Çok az görüşsek bile bu, benim yaşadığım yaşam tarzından kaynaklandığı için, son zamanlarda ne telefonla ne de herhangi bir şekilde irtibat kuramadık. Yıllardır cezaevinde yatmaktayım. Alaattin Çakıcı`nın hayatı bir film olacak diye köşenizde yazı geçti. Senaryoyu da kendimin yazacağını ifade etmişsiniz. Benim herhangi bir yapımcıya ne sözüm vardır ne de bir anlaşmam mevcuttur. İnsanlar benim ismimi kullanmamak kaydı ile gerek iç basın gerekse yabancı basın arşivlerini araştırarak, internete girerek, yerli ve yabancı basında ve internette çıkan yazılardan esinlenerek bir senaryo yazabilirler. Bunu da bir yapımcı yapabilir ama benim ismimi kullanmamak kaydı ile. Buna hiçbir şekilde müdahale etme şansına da sahip değilim. Çünkü bu fikir hürriyetinin bir parçasıdır. Yenge hanıma ve çocuklarınıza selam eder, tüm ailece mutluluklar dileği ile saygılarımı sunarım. Selam ve sevgilerimle. Alaattin Çakıcı``